Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturma kapsamında, ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak’ ile ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla, bildiriye imza atan 21 akademisyen hakkında gözaltı kararı alındı.
KCK'DAN 'TALİMAT ALMA' SUÇLAMASI
'Barış bildirisi'ni imzalayan akademisyenlere, "Bildiriye imza atmanız yönünde talimat aldınız mı? " sorusu yöneltildi. Akademisyenler bildiriyi KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat'ın talimatıyla hazırlamakla suçlandı.
Radikal gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, bildiriye ilişkin suçlama belli oldu. Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorguda, imza kampanyasının KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat'ın talimatıyla yapıldığı ileri sürüldü. Hozat'ın 22 Aralık'ta yaptığı bir açıklamada "Aydın ve demokratik çevreler özyönetimlere sahip çıksın" dediği, ‘talimat' niteliğinde olduğu iddia edilen açıklama sonrası 11 Ocak'ta bildirinin yayımlandığı savunuldu. Ayrıca bu bildirinin PKK üyesi jargonuyla yazıldığı ileri sürüldü.
İZMİR'DE 37 AKADEMİSYEN HAKKINDA SORUŞTURMA
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, bildiride imzası bulunan İzmir'deki çeşitli üniversitelerde görevli 37 akademisyen hakkında ‘Devletin Güvenliğine Karşı İşlenen Suçları' kapsayan TCK'nın 302. maddesi gereğince soruşturma başlatıldığı bildirildi.
ERZURUM'DA AKADEMİSYENE TUTUKLAMA İSTEMİ
Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, Twitter hesabından Erzurum Atatürk Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden Ramazan Kurt'un tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildiğini duyurdu.
Kurt'a savcılıkta "PKK'yı bir terör örgütü olarak görüyor musunuz?", "Devletin kıyım yaptığını düşünüyor musunuz?" ve "Bugün olsa imza atar mısınız?" soruları yöneltildi.
'BARIŞÇIL NİYETLE İMZALADIM'
Kurt ifadesinde, "Ben bir felsefeci olarak memleketteki fikir ve düşünce hayatını bir nebze de olsa yükseğe taşımak için eleştirel kimliğimi ön plana çıkarmak zorundayım. Toplumsal meselelerle ilgili barıştan, hukuktan ve evrensel ilkelerden hareketle bir tutum ve tavır takınılması gerektiğini, yegane meşru merci olan devletten beklemek zorundayım. Hiçbir örgütle bağım yok. Bunu sadece barışçıl bir niyetle imzalamış bulunmaktayım" dedi.
DAVUTOĞLU: GÜVENLİK GÜÇLERİ ŞEYTANLAŞTIRILDI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dolmabahçe Ofisi'nde Yükseköğretim Kurulu üyelerine hitap etti. Akademisyenlerin imzaladığı bildirinin, ‘teröre karşı meşru, demokratik meşruiyet içinde hareket eden güvenlik güçlerinin şeytanlaştırıldığı bir tablo ortaya çıkardığı'nı söyleyen Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu metne baktığımızda terörün, terör odaklarının açıkça meşru kılındığı, buna karşılık bu terörü durdurmak isteyen, bu teröre karşı meşru, demokratik meşruiyet içinde hareket eden güvenlik güçlerinin şeytanlaştırıldığı bir tablo ortaya çıkıyor. Şimdi ben sormak isterim bu bilim adamlarına, hangi üniversitelerde iseler, o üniversiteye giderken 3 barikat, 5 çukur aşarak ve kaldırım kenarlarından 'Aman bir el yapımı bir bombaya basmadan şu üniversiteme ulaşalım' diye çaba sarf ederek geçiyor olsalardı acaba bu bildiriye imza atarlar mıydı? Bu bildiriye imza atanlar dolaylı olarak o barikatlara o çukurlara o mayınlara meşru muamelesi yapıyorlar. Onları oraya koyanlara masum ve mağdur muamelesi yapıyorlar."
İKİ AKADEMİSYEN İMZASINI ÇEKTİ
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal İnal, ve Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Görevlisi Firdevs Selvili Arslan ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bildirisine verdiği imzayı geri çekti.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal İnal, yaptığı açıklamada, "Bildirideki imzamı çekiyorum. Bildiride bazı ifadeler sert olabilir ancak bizim amacımız sadece sivil hak ihlallerine dikkati çekmekti. Ne güvenlik güçleri ne asker ne de hiçbir sivilin ölmesini istemiyoruz. Barış, kardeşlik ve dostluktan yanayım. Örgütün şiddet eylemlerine, bombalama eylemlerine de karşıyım. Sadece kimsenin ölmesini istemiyoruz" dedi. İnal, bildiriye imza attığı için öğrencilerinin tepkisiyle karşılaştığını, bu durumdan üzüntü duyduğunu ifade etti.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, ''Dün Firdevs Hanım imzasını geri çekti. Biz zaten soruşturma açmıştık. Fakat daha soruşturma kendisine gitmeden, soruşturmadan haberdar olmadan imzasını geri çekti. Diğer akademisyenle ilgili bize şu ana kadar ulaşmış bir şey yok. Soruşturma devam ediyor'' diye konuştu.
MUHTARLARDAN TEPKİ: DEVLETİMİZİN KARARLILIĞINI DESTEKLİYORUZ
Türkiye Muhtarlar Federasyonu Malatya Şube Başkanı Mustafa Eren ve yönetim kurulu üyeleri, akademisyenlerin yayımladığı bildiriye tepki gösterdi.
Terörle mücadele noktasında yapılan operasyonları desteklediklerini ifade eden Eren, "Yaklaşık 2 aydan bugüne kadar yapılan güvenlik operasyonlarında canını hiçe sayarak, ülkemizin birlik ve bütünlüğü, huzuru güvenliği için amansız mücadele eden kahraman güvenlik güçlerimizin mücadelesini devletimiz ve hükümetimizin kararlılığını destekliyoruz" şeklinde konuştu.
AB: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANIYOR
Avrupa Birliği Komisyonu, ‘hükümetin Kürt barış sürecindeki pozisyonunu eleştiren kişiler hakkında soruşturma açılmasını' yakından takip ettiğini açıkladı.
AB Komisyonu sözcülerinden Maja Kocijancic, 'barış bildirisi'ni imzalayan aydınlarla ilgili bir soruya verdiği cevapta, Türkiye'de gözdağı atmosferinin oto-sansür yoluyla ifade özgürlüğünü kısıtladığına dikkat çekti. Bu tespitin 2015'teki ilerleme raporunda da ortaya konulduğunu belirten sözcü, "Türkiye'ye mevcut kanunların Avrupa standartları ile uyumlu hale getirilmesi ve kanun önünde eşitlik ve ölçülülük ilkesini sağlayacak şekilde uygulanması çağrısında bulunduk" hatırlatmasını yaptı.
Polis ekipleri, akademisyenlerden 12'sini gözaltına aldı, 9 akademisyen hakkında da gözaltı işlemlerin devam ettiği öğrenildi.
'SERBEST BIRAKILAN YOK'
Barış bildirisine imza attıkları için gözaltına alınan Kocaeli Üniversitesi'nde görevli akademisyenlerin avukatlarından Talip Kavak, basına yansıyan haberlerin aksine serbest bırakılan olmadığını açıkladı. Kavak, savcı tarafından akademisyenlerin ifadelerinin yeni alınmaya başlandığını söyledi.
AKADEMİSYENLERİN KAPISI İŞARETLENİYOR
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde çalışan Doç Dr. Kemal İnal ve Doç. Dr. Betül Yarar'ın kapısına ‘Gazi İletişim Ülkücüleri' imzasıyla bırakılan kâğıtta, "PKK'ya destek veren Betül Yarar'ı üniversitemizde istemiyoruz", "PKK'ya destek veren Kemal İnal'ı üniversitemizde istemiyoruz" yazıları yazıldı.
Evrensel'in haberine göre, sabah saatlerinde sivil polislerin İletişim Fakültesi'ne gelerek Yarar ve İnan'ın nerede olduğunu sorduğu öğrenildi. Özel güvenlik görevlilerinin okulda olmadıklarını söylemesi üzerine polisler okuldan ayrıldı.
KONYA VE KIRIKKALE'DE DE İŞARETLEDİLER
Kırıkkale Üniversitesi'nde yaşandığını duyurdu. Bildiriye imza atan iki akademisyenin kapısına "PKK'ya destek veren F.O.'yu üniversitemizde istemiyoruz" yazılı kâğıt asıldı. Yine benzer bir olay Konya Selçuk Üniversitesi'nde de oldu.
GİRESUN ÜNİVERSİTESİ’NDEN İMZACI AKADEMİSYENE UZAKLAŞTIRMA
Giresun Üniversitesi de bildireye imza atan bir öğretim üyesinin görevden uzaklaştırıldığını duyurdu. Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
"Terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen operasyonları 'katliam' olarak nitelendiren ve teröre destek amaçlı yayımlanan bildiri kapsamında üniversitemizce ivedilikle soruşturma başlatılmış ve Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 26. maddesi uyarınca görevden uzaklaştırılma kararı alınmıştır."
GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ DÖRT AKADEMİSYEN İÇİN SORUŞTURMA BAŞLATTI
Öte yandan Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektörlüğü de ‘Barış bildirisi’de imzası bulunan dört akademisyen hakkında disiplin soruşturması açtı. Hakkında soruştma açılan öğretim görevlilerinin araştırma görevlisi Çağrı Aslan, Yrd. Doç. Dr. Fulya Doğruel, Yrd. Doç. Dr. H. Pınar Şenoğuz ile Yrd. Doç. Dr. Rana Gürbüz olduğu belirtildi.
Ayrıca söz konusu akademisyenler hakkında YÖK ve savcılık tarafından da soruşturma açıldığı öğrenildi.
BOLU'DA ÜÇ AKADEMİSYENİN BİLGİSAYARLARINDAN İMAJ ALINDI
Bu arada, ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin yayımladığı bildiride imzası bulunan Abant İzzet Baysal Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Barış Kılıçbay, Doç. Dr. Selime Güzelsarı ile Dr. Ülkü Güney'in de evinde haklarında açılan soruşturma kapsamında arama yapıldı.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak’ ile ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçları kapsamında yürüttüğü soruşturma kapsamında yapılan aramada, üç akademisyen bilgisayarlarının imajlarının alındığı öğrenildi.
Akademisyenler hakkında henüz gözaltı kararı bulunmadığı bildirildi.
AREL ÜNİVERSİTESİ'NDE 5 AKADEMİSYENİN OKULLA İLİŞİĞİ KESİLDİ
Arel Üniversitesi Rektörlüğü ise bildiriyi imzalayan beş akademisyenin haklarında başlatılan soruşturma süresince okulla ilişkilerini kesti. Arel Demokrasi ve İnsan Hakları Kulübü, okuldan uzaklaştırılan hocalarına destek mesajı yayınladı
MERSİN'DE DE 20 AKADEMİSYENE SORUŞTURMA
Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından bildiriye imza atan 20 akademisyen hakkında idari soruşturma başlatıldığı bildirildi.
BURSA'DA ÜÇ KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLECEK
Uludağ Üniversitesi'nde görevli 3 akademisyen de gözaltına alındıktan sonta adliyeye sevk edildi.
Arel Üniversitesi Rektörlüğü ise bildiriyi imzalayan beş akademisyenin haklarında başlatılan soruşturma süresince okulla ilişkilerini kesti.
BASS: ENDİŞELERİN İFADE EDİLMESİ, TERÖRE DESTEK VERMEK DEĞİLDİR
ABD Ankara Büyükelçisi John Bass ise konuya ilişkin bir açıklama yaparak akademisyenlerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Bass, "Söz konusu akademisyenler tarafından dile getirilen görüşlere katılmamamız durumunda bile, bu baskının, süregelen şiddetin sebepleri ve çözüm yollarıyla ilgili Türk toplumu içindeki meşru siyasi tartışmalar üzerinde dondurucu bir etkisi olmasından endişe ediyoruz. Şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi, teröre destek vermek ile eşdeğer değildir. Hükümet eleştirisi ihanet ile eşdeğer değildir. Türk demokrasisi rahatsız edici fikirlerin serbestçe ifade edilmesini kucaklayacak kadar güçlü ve dirençlidir" dedi.
ABD Ankara Büyükelçisi John Bass Twitter adresinden ifade özgürlüğüne ilişkin açıklama yaptı. John Bass açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Güneydoğu'da yaşanan çatışmalarla ilgili görüşlerini ifade ettikleri için akademisyenler hakkında soruşturmalar açıldığı ve cezalar verildiğine dair haberler görmekteyiz. Söz konusu akademisyenler tarafından dile getirilen görüşlere katılmamamız durumunda bile, bu baskının, süregelen şiddetin sebepleri ve çözüm yollarıyla ilgili Türk toplumu içindeki meşru siyasi tartışmalar üzerinde dondurucu bir etkisi olmasından endişe ediyoruz.
HDP: DÜŞÜNCEYE KELEPÇE VURULAMAZ
HDP Merkez Yürütme Kurulu da yaptığı açıklamada da "Düşünceye kelepçe vurulamaz; akademisyenlere dokunmayın. Gözaltına alınan akademisyenler derhal serbest bırakılmalı; siyasi iktidar tarafından sürdürülen, teşvik edilen insan haklarına ve hukuka aykırı soruşturmalar, linç kampanyaları derhal durdurulmalıdır” denildi.
CHP: HUKUKSUZ GÖZALTILAR DERHAL SON BULMALI
Gözaltılara bir tepki de CHP’den geldi. Parti Meclisi Bildirisi'nde şu ifadelere yer verildi:
“CHP olarak düşünce açıklama özgürlüğünü demokrasinin vazgeçilmez temel ilkelerinden biri olarak kabul ediyor ve kararlılıkla savunuyoruz. Bu anlayışla, şiddet çağrısı içermedikçe ifade özgürlüğünü kullanan tüm yurttaşların yanındayız ve onlara destek olmaya devam edeceğiz. Söz konusu akademisyenler bildirgesi ekseninde devam eden hukuksuz soruşturma, gözaltına alma ve görevden uzaklaştırmaların derhal son bulmasını talep ediyoruz.”
YAZARLARDAN İNGİLTERE BAŞBAKANI’NA ÇAĞRI
İngiltere’de Uluslararası Yazarlar Birliği PEN üyesi yazarlar, Başbakan David Cameron’a Türkiye’den ifade özgürlüğüne sahip çıkmasını istemesi çağrısında bulundu.
Aralarında David Hare, Tom Stoppard, Hari Kunzru, William Boyd, Ali Smith, Sarah Waters ve Monica Ali gibi yazarların yer aldığı PEN İngiltere ve PEN İskoçya üyesi yazarlar, Türkiye’de akademisyenlere ve gazetecilere yönelik baskıyı eleştirdi.
12 EYLÜL MAĞDURU AKADEMİSYENLERDEN DESTEK
12 Eylül darbesinden sonra çıkarılan 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasına dayanılarak üniversiteyle ilişikleri kesilen akademisyenler de ayrı bir bildiriyle destek mesajı verdi.
Metinde “Türkiye’nin tamamını kendi iradesine tabi kılmak gibi beyhude bir çabayı ısrarla sürdüren otoriter zihniyetin hedef tahtasındaki 1128 bilim insanı, bugün; can güvenlikleri, mesleki çalışma ortamları ve iş güvenceleri itibarıyla büyük tehdit altındadır” ifadesi yer aldı.
İmzacılar arasında Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Cem Eroğul, Prof. Dr. Taner Timur gibi isimler bulunuyor.
AKADEMİSYENLER NE DEMİŞTİ?
Türkiye ve yurtdışından binden fazla akademisyenin imza attığı ‘Barış İçin Akademisyenler Girişimi'nin açıklamasında şu ifadeler yer almıştı:
"Türkiye'nin değişik üniversitelerinde çalışan 1000'den fazla akademisyen ve araştırmacı, devletin Cizre, Dargeçit, Silvan, Silopi, Sur ve daha birçok yerde başta Kürtler olmak üzere tüm vatandaşlarına karşı işlediği suçlara ortak olmayacağız diyoruz. Devleti bu bölgelerde işlediği suçlardan sorumlu tutuyor, hesap vermesini istiyoruz. Ayrıca devleti bir an evvel müzakereleri başlatmaya çağırıyoruz."
Kaynak: Sputnik News