Search

20 Kasım 2014 Perşembe

Ergenekon soruşturmasının kilit ismi Tuncay Güney hakkında yakalama kararı Tuncay Güney kimdir



Ergenekon şüphelisi rabbi rahip Tuncay Güney
Tuncay Güney

Ergenekon soruşturmasının kilit ismi Tuncay Güney için yakalama kararı çıkarıldı. Yakalama gerekçesinde Tuncay Güney’in kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu ifade edildi.

Ergenekon davası kapsamında Savcı Mesut Erdinç Bayhan, Tuncay Güney için yakalama kararı çıkartılmasını talep etti. Sulh Ceza Hâkimliği ise talebi kabul etti. 


Savcılık, Kanada'da yaşayan Güney hakkında yakalama kararı verdi. Ancak Güney, yurt dışında olduğu için Adalet Bakanlığı vasıtasıyla Interpol’e başvurulması ve 'kırmızı bülten çıkarılması' istenecek.

Kanada'da ikamet eden Tuncay Güney, Ergenekon davasının firari şüphelisiydi. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. Maddesi’ne göre hakkında yakalama kararı çıkarılan Tuncay Güney'e "Ergenekon Terör Örgütü Üyeliği ve casusluk" iddiası suçlaması yapılıyor. Yakalama gerekçesinde Güney hakkında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu belirtiliyor.

Ergenekon davasının ilk dönemlerinde, örgüt hakkında verdiği ifadelerle gündeme gelen Tuncay Güney yıllardır Kanada'da yaşıyor. Güney Ergenekon davasının "firari şüphelisi olarak yargılanıyor.”

TUNCAY GÜNEY MİT'İN İPEK'İ OLARAK GEÇİYOR
Ergenekon örgütünün ortaya çıkmasına neden olan Tuncay Güney'in 'İPEK' kod adlı MİT elemanı olduğu ifade ediliyor. Güney, Türkiye’nin İran Masası'nda görev yapıyordu.

2001 yılında poliste verdiği ifadelerle ilk kez Ergenekon terör örgütünün ortaya çıkmasına sebep olan Tuncay Güney'in MİT elemanı olduğu, üstelik MİT'teki kod adının da "İPEK" olduğu ortaya çıktı. Tuncay Güney, İPEK kod adıyla MİT'in Türkiye-İran görevliydi. Daha sonra MİT, Tuncay Güney'i JİTEM ve Ergenekon'un içine sızdırdı. Güney polisteki sorgusunda deşifre oldu ve dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından ABD'ye gönderildi. Tuncay Güney'in MİT elemanı olduğunu eski MİT Kontrterör Daire Başkan Yardımcısı Mehmet Eymür de üstü kapalı bir biçimde ifade etmişti. Mehmet Eymür, Atin.org isimli sitede Aydınlık dergisi avukatı Ceyhan Mumcu'ya yazdığı yanıtta "Tuncay Güney'den bahsetmişsin. O bir istihbarat elemanıdır. Yetenekli birisidir. Sizin ekibe başarılı bir şekilde sızmıştır. İpliğinizi pazara çıkarmıştır. Zokayı fena yemişsiniz" yazmıştı.

GALİP TUĞCU MİT'E SOKTU
Tuncay Güney MİT'e çok genç yaşlarda, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından sokuldu. 1990'lı yıllarda önce "Gerici Faaliyetler Şubesi" sonra da İran Masası'na bağlı çalışan Tuncay Güney, bu amaçla genç bir gazeteci kimliğiyle, Ortadoğu'daki liderlerle karşılıklı görüşmeler yaptı. Ancak 1992 yılında MİT Tuncay Güney'in görev konusunu değiştirdi. JİTEM ve Ergenekon'a sızmakla görevlendirilen Tuncay Güney, ilk olarak bu tarihte albay rütbesiyle Ağrı'da görev yapan Veli Küçük ile tanıştı. 1996-97 yıllarında Susurluk skandalı çıktığında MİT için önemli bir bilgi kaynağı olan Tuncay Güney, hem Susurluk hem de 28 Şubat sürecinde elde ettiği bilgileri, MİT'in çalışma merkezi olarak kullandığı İstanbul Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi'ne götürüyordu. Ancak Tuncay Güney'in kimliği 2001 yılında dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından yapılan sorguda deşifre edilmişti. İddiaya göre Tuncay Güney'in JİTEM kimliğinin deşifre olmasını istemeyen Veli Küçük, Tuncay Güney'in serbest kalmasını sağladı. Tam bu noktada MİT devreye girdi.

ABD'YE NASIL KAÇIRILDI
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, CİA ile temas kurarak Tuncay Güney'e 10 yıllık ABD vizesi aldı. Tuncay Güney kendi adına alınan pasaport ile MİT İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay'ın ekibi eşliğinde THY'nin New York tarifeli uçağıyla ABD'ye gitti. New York'ta Tuncay Güney'i karşılayanlar, Tuncay Güney'i Manhattan 301 East 94 Street adresindeki The Marmara Oteli'ne yerleştirdi. Tuncay Güney 1 hafta sonra Manhattan Postanesi'nin yanındaki gökdelende, Türk istihbaratının kullandığı bir daireye geçti ve 1 yıl boyunca burada ikamet etti. Elemanı Tuncay Güney vasıtasıyla Ergenekon'u bildiği halde yetkili mercileri haberdar etmeme suçlamasıyla karşı karşıya kalmamak için MİT tam da bu tarihten bir yıl sonra ilk kez resmi bir rapor hazırladı. MİT'in 2003'te Başbakanlık'a gönderdiği yazıda, "2002'de postayla ulaşan 6 adet CD ve 2 sayfalık isimsiz mektupta Ergenekon ile ilgili istihbarat bilgilerinin alındığı" belirtildi. MİT'in Tuncay Güney ile ilgili ilk kez Tuncay Güney İPEK olarak bahsetmesi savcı Zekeriya Öz'ün de dikkatinden kaçmamıştı. Savcı Zekeriya Öz, Tuncay Güney'den toplanan, "MİT Müsteşarlığı" başlıklı 1996/114 sayı sayılı Yusuf Balbay ve Dinçer Bozak imzalı belge nedeniyle, MİT'ten Tuncay Güney'le ilgili bilgiyi resmi olarak istemişti.

Ergenekon Terör Örgütü kapsamında Kanada'da ikamet eden Tuncay Güney için yakalama kararı alındı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mesut Erdinç Bayhan, Tuncay Güney hakkında Kırmızı Bülten çıkarılacağını ifade etti.

Ergenekon Teör Örgütü kapsamında verdiği ifadelerle gündeme gelen Tuncay Güney halen Kanada'da yaşıyor.

TUNCAY GÜNEY KİMDİR?

Tuncay Güney, (kod adı: İpek, d. 25 Ağustos 1972, Gölet köyü, Kargı, Çorum); Türk casus, gazeteci, televizyoncu, New York Institute isimli web sitesinin genel yayın yönetmeni. JİTEM, Ergenekon, Paralel yapı ve İşçi Partisi'nin içine sızdığı ve burada edindiği bilgileri Mehmet Eymür'e ilettiği iddia öne sürülmektedir.

1990'lı yıllarda çeşitli gazete ve televizyonlarda görev yapan Tuncay Güney, 2001 yılında otomobil dolandırılcılığı şüphesiyle gözaltına alındı. 2008'de açılan Ergenekon davasında, Güney'in 2001 yılında işyerinde bulunan bilgi ve belgeler önemli bir yer işgal etti.. Davanın iki iddianamesinde adı yüzlerce kez geçen "Ergenekon'un kilit ismi" Tuncay Güney davada sanık ya da tanık değil firarî şüpheli olarak tanımlandı.

TUNCAY GÜNEY’İN MEDYA KARİYERİ

1980’li yılların sonunda Pertevniyal Lisesi'nde öğrenci olduğu sırada matematik öğretmeni Tuncay Güney’i Sabah gazetesinden Tevfik Yener'e gönderdi. Tevfik Yener'in yardımıyla ofisboy olarak iş bulan Tuncay Güney, bir süre sonra Sabah gazetesinin eklerinde görev yapmaya başladı. Ancak Tevfik Yener'in Amerika'ya gitmesinden sonra işten atıldı. Tevfik Yener'in Amerika'dan dönmesinden bir süre sonra Milliyet gazetesi için magazin dergisi hazırlamaya başlayan Tuncay Güney bu derginin teknik bölümünde de grafikerlik görevi yaptı. Ancak Tevfik Yener, Amerika'ya gidince tekrar yine işten çıkarıldı. 1991 yılında Samanyolu televizyonunda Gündemdekiler adlı programı yapmaya başlayan Tuncay Güney Samanyolu TV'nin yapım şirketi Işık Prodüksiyon'da işe başladı. Tuncay Güney 1994 yılı içerisinde altı ay boyunca Doruktakiler isimli bir program daha yaptı. STV'deki bu programına pek çok ünlüyü konuk etti. Güney birkaç yıl sonra STV'deki görevinden de ayrıldı.

STV'den sonra Tercüman gazetesinde ardından da HBB televizyonunda görev yaptı. Daha sonra HBB televizyonundan ayrılıp Akşam gazetesine geçti. Susurluk Skandalı'nın gündeme geldiği günlerde Abdullah Çatlı ve İbrahim Şahin'in bir düğünde çekilen fotoğrafını Kanal D'ye sattı. Akşam gazetesinin o günlerdeki genel yayın yönetmeni Behiç Kılıç Tuncay Güney'in gazetenin muhabiri değil muhbiri olduğunu söyledi. Behiç Kılıç, o günlerde JİTEM'in yoğun olarak kullandığı, böyle bir elemanları olduğunu ve sipariş ettikleri bilgileri zaman zaman onun imzasıyla yayımladıklarını açıkladı. Behiç Kılıç, Tuncay Güney'in Amerikalıların İskenderun üzerinden Irak'ın kuzeyine silah sevkıyatı yaptığına dair hazırladığı haber İstanbul'daki Amerikan Konsolosluğu'nun tepkisiyle karşılaştı.

Tuncay Güney, 1996 yılında Akşam Gazetesi’nden de ayrıldı. 1998 Ocak ayından itibaren yayın hayatına yeni başlayan Turgut Büyükdağ'ın sahibi olduğu ve Ergenekon davasında yargılanan tutuklu sanıklardan Ümit Oğuztan'ın genel yayın yönetmenlğini yaptığı haftalık Yeni Strateji dergisinde  haber koordinatörlüğü görevinde bulundu. Bu sıralarda, Tuncay Güney'in sahte kimlik ve diploma hazırlamak gibi işlere adının karıştığına dair iddialar da gündeme geldi. Ancak Tuncay Güney bu iddiaları reddetti.

KİŞİSEL YAŞAMI

Tuncay Güney 25 Ağustos 1972'de Çorum'un Kargı ilçesine bağlı Gölet köyü'nde dünyaya geldi. Beşiktaş'taki Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi’nde teknisyen olarak çalışan Ali Güney ve ev hanımı Ayşe Güney'in üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Tuncay Güney, bir yaşını doldurmadan ailesiyle Çorum'un Kargı ilçesinden İstanbul'daki, Gültepe semtinin Harmantepe mahallesine taşındılar.[4]

1984 yılında aynı köyden Mithat Ulusoy isimli bir tanıdıkları vasıtasıyla Ayazağa'daki yatılı bir Kuran kursuna gönderildi. Bu sırada Kuran kursuyla birlikte Ayazağa Ortaokulu'na da gitti. Tuncay Güney, Kuran kursuna gönderilmesi ile ilgili olarak ailesinin Mısır'dan Türkiye'ye göç ederek Kargı'ya yerleşen Yahudi kökenli, Sabetaycı bir aile olduğunu ve Sabetaycıların çocuklarını bu kursa gönderdiklerini anlatmıştır.[4][23] Annesi Ayşe Güney ise oğlunun Yahudi olduğu yönündeki sözlerinin sorulması üzerine "Oğlum Yahudiyiz diyorsa Yahudiyiz. Yahudi olmak suç mu? Günah mı? Ben onu hak yolunda yetiştirdim. Ona Zebur'u, Tevrat'ı, İncil'i ve Kuran'ı da okuttum." diye yanıt vermiştir.

Orta ikiye giderken Refah Partisi'nin Kağıthane Belediye Başkanı Arif Calban ile İstanbul Çeliktepe'de bir düğme atölyesinde tanıştı. Tuncay Güney'i delikanlılık çağından tanıdığını ifade eden Calban, Tuncay Güney’i "iyi, zeki, fırtına gibi bir çocuk" olarak tanımlamıştı.

1990'lı yıllarda çeşitli medya kuruluşlarında çalışan Tuncay Güney 5 Mayıs 1997'de askere gitti. Kars Ardahan 9. Tabur Usta Birliği'ndeki GATA'dan aldığı bir psikiyatri raporu ile eşcinsel olduğu gerekçesiyle askerlikten muaf tutuldu.[24] Güney'in eşcinsel raporu aldığı belirtilmekle beraber Tuncay Güney bu iddiayı kabul etmemiştir. Tuncay Güney'in askerlik yaptığı sıralarda şu an emekli olan tugay komutanının oğlu Ergenekon davasının tutuklu sanıkları arasında bulunmaktadır.

Askerliğinin ardından kayınbiraderi Adem Taşdemir'in kardeşi olan Rabia ile iki yıllık bir evlilik yaşamıştır. [58] Rabia Taşdemir dışında Tuncay Güney'in 28 Eylül 1993'de Nuray Güney ile evlendiği ve bir yıl sonra boşandığı bilinmektedir. Tuncay Güney'in eski eşi, karı koca olmadıklarını, bu nedenle de çocuklarının bulunmadığını ve hiçbir araya gelmediklerini söylemektedir. Nuray Güney 1994 yılında verdiği boşanma dilekçesinde de, "eşinin kendisinden sürekli para kopardığını" ileri sürmüştür.

ABD VE KANADA'DAKİ YAŞAMI

Pasaportunda, Amerika'dan 4 Şubat 1999'da 10 yıl süreli turist vizesi aldığı gözüken Tuncay Güney, ABD'deki ilk zamanlarında günde 16 saat bir benzin istasyonunda çalışıyordu. Tuncay Güney'e ABD'de bulunduğu süre içinde ve sonrasında da en çok yardımcı olan kişiyse Mardin Dargeçit doğumlu bir evanjelist olan Yakup Can'dır. Yakup Can, Tuncay Güney'i ilk kez gördüğünde çok kötü durumda olduğunu söylemektedir. Can, uzun bir süre Tuncay Güney'in çalıştığı benzin istasyonundaki tek izin gününde Eski Ahit üzerine çalıştıklarını ve Tuncay Güney'in 2004 yılında Hıristiyanlığa geçtiğini ileri sürmektedir.

Tuncay Güney, daha sonra Kanada'ya geçmiş ve burada Yahudi olmuştur. Ancak, Tuncay Güney'in gerçekten Yahudi olmadığı konusunda da iddialar vardır. Çünkü Tuncay Güney'in, ne rabbi olarak çalıştığı ve de ABD ile Kanada'da insanlara dil eğitimi de veren bir sosyal merkez olan Jacob House (İbranice: B'nai Yakov) adlı kuruluşta bulunduğu [61] ne de Toronto'daki Yahudi Cemaatleri Federasyonu'na veya Toronto Rabbiler Komitesi'ne kayıtlı olmadığı öne sürülmektedir. Tuncay Güney'i tanıyan kişiler ise, Tuncay Güney'in kendini Yahudi olarak göstermesini Ergenekon davasından korkmasından dolayı sırtını güçlü bir yere dayamak istemesinden kaynaklandığı öne sürmektedir. Tuncay Güney'i 2004 yılında Kanada'da tanıyan bir grup Türk, kendisinin daha çok koyu Hıristiyanlar ile birlikte olduğunu iddia etmektedirler. 2005 yılında Tuncay Güney Kanada Türk Dernekleri Federasyonu'nun yürütme kurulu seçimlerine katılmıştır. Tuncay Güney'in bu federasyonda ilk olarak istekli çalışması nedeniyle sempati topladığı, fakat sivri dili sebebiyle topladığı tepki yüzünden seçimlerden çekilmek zorunda kaldığı ifade edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ABD Senatosu Ermeni Soykırımı'nı tanıyan yasayı onayladı

Senato'da yapılan oylamada oy birliğiyle  1915'te yaşananlar soykırım olarak tanındı.

Mail

haberazzi.haber@gmail.com

Popüler Yayınlar 7 Gün

Translate